27 Aralık 2010 Pazartesi

Köprüden Geçiş Beş Para

Hemen her olayda mizahi bir yön bulan, eğlenceli isimler takmakta son derece mahir olan halk yaratıcılığının bir zamanlar Haliç'teki köprülere kadar uzandığını bilir misiniz?

İşte, Haliç köprüleri hakkında yarım asır önce yayınlanmış ama yazarı belli olmayan bir yazının hem bu yaratıcılıktan, hem de köprülerin geçmişinden söz eden bazı bölümleri:

"1453'ten sonra 400 yıla yakın bir zaman, İstanbul köprüsüz kaldı. Halk, icab ettikçe iki yaka arasında yüzlerce yıl kayıklarla gidip geldi. Gerçi o yıllarda köprücülük bizde bir hayli ilerlemişti ama Galata "Kafiristan", Beyoğlu ise "Kır"dan ibaretti ve dolayısıyla köprüye pek ihtiyaç yoktu.

Beri tarafta ise, tersanelerle kalafat yerleri vardı ve etraflarında yavaş yavaş mahalleler oluşuyordu. Galata ve Beyoğlu da zamanla büyüdü ve Türkler'in de bu yakada işleri ve temasları giderek arttı.

Unkapanı'yla Azarkapı arasında 1837'de kurulan bir köprünün açılış töreninde zamanın hükümdarı II. Mahmud da hazır bulundu. Bu köprünün eni iki arabayla, iki yüklü beygir ve yanlarında da birbirlerine dokunmadan birer yayanın geçebileceği kadardı. Köprünün muhafazası ve işletmesi için memur kadroları çıkartılmıştı ve bunların masraflarına karşılık olarak "Müruriye" adıyla para alınması planlanıyordu. Ama bu hazırlıkları işiten padişah 'Köprünün inşasından maksad halka kolaylık ve fayda göstermektir. Zinhar, hiç kimseden bir akçe dahi alınmayacaktır.' buyurunca, köprüye 'Hayratiye' adı verildi.

Bundan sekiz yıl sonra, 1845'te, Abdülmecid Karaköy köprüsünü kurdurdu. Halk, köprüden üç gün üç gece bedava geçti ama sonra köprü paralı yapıldı: Geçiş ücreti, 'beş para' olacaktı... Hatta kapitülasyonlardan çekinen hükümet, büyük devletlerin önde gelen vatandaşlarını Tophane'de bir toplantıya çağırmış ve onları da para vermeye razı etmişti.

Bu köprü, 1863'e kadar hizmet verdi. Ateş Mehmed Paşa'nın Bahriye Nazırlığı zamanında yerini bir yenisi aldı. Sultan Abdülaziz aynı yerde demirden bir köprü inşa ettirdi ama yerine konması Abdülhamid zamanında, 1878'de oldu. 1912'nin 14 Nisan'ında bu da değiştirildi ve yerini günümüzdeki Karaköy Köprüsü'nden bir önceki, 80 yıla yakın hizmet veren dubalısı aldı.

1912'de Karaköy'den kaldırılan köprü ise Unkapanı'na gönderildi ve burada 1940'a, yerini Atatürk Köprüsü alıncaya kadar hizmet verdi.

Geçmişte Haliç'te, bugünkü gibi üç köprünün birarada olduğu zamanlar da bulundu: 1863'te Ayvansaray'la Hasköy arasına ahşap bir köprü daha yapıldı ve halk arasındaki adı, hemen 'Yahudi Köprüsü' oluverdi. Ama ömrü sadece on gün sürdü ve cayır cayır yandı köprü.

O zamanlarda hemen herkesin tepkisini çeken 'köprü parası'nın kaldırılması için ise, 1926'ya gelinmesi gerekti. Geçiş parası o yıl kaldırıldı, başka bir yol bulundu ve otobüs ile tramvay ücretlerine dahil edildi.

Kaynak: HaberTürk Tarih (Sayı:30 - 19.Aralık.2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder