15 Haziran 2011 Çarşamba

İnsan ve maymun kemiklerini birleştirip bilim dünyasını fena işlettiler


İnsanoğlu, tarih boyunca heyecan yaratıp heyecanı kara dönüştürmek için oldum olası hileye başvurdu, ancak her hile ticari yarar sağlamak için yapılmadı. Mesela, ilim uğruna da kandırmacalar yapıldı ve bunların en önemlisi, Darwin'in evrim teorisinin hararetli münakaşalara sebebiyet verdiği İngiltere'de yaşandı.

Charles Dawson adındaki bir İngiliz, 1912'de Doğu Sussex'teki Piltdown'da bir kafatası fosili bulduğunu duyurdu. Darwinciler, bu iddea ile anti-Darwinciler'e karşı büyük bir koz elde etmişlerdi. Zira bu fosil, Darwin'in öngördüğü gibi maymundan insana geçişin eksik halkasını oluşturuyordu. Tabii bu arada, aşırı milliyetçiliğin işine yarayacak bulgular da su yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Herkes Ortaya Döküldü

Almanlar, buldukları neandertal iskeletleriyle böbürlenerek ilk insanın Alman olduğunu söylemeye başladılar. Belçikalılar ve İspanyollar, evrim teorisinin parçası olduklarını göstermek için kemik parçalarını sergilediler. Hollandalılar da 1891'de yarışa katılıp Java Adası'nda buldukları ilkel insan fosillerini ortaya sürdüler.

İngilizler tabii ki geri kalamazlardı... 1912'de bilim dergileri Nature'de küçük bir makale yayımlandı, ardından Piltdown'daki kafatasını bulan amatör bilimadamı Dawson, bulduğu kafatasını British Museum'dan Arthur Smith Woodward'a getirdi. Müze parçaları biraraya getirip buluşun çok büyük ilmi değeri olduğunu duyurdu ve kafatasının çıktığı yerde kazılar başlattı.

Müze yetkililerine göre "Piltdown Adamı"nın Almanlar'ın ve Flamanlar'ın keşfetiği neandertallerden ve Java adamından farkı, kafatasının günümüz insanınkine çok benzemesi ama çene kemiklerinin basıklığıyla maymunlara yakın olmasıydı. Yani, geçiş döneminden bir numuneydi.

British Museum, bulgulaırla böbürlenirken, Fransız ve Amerikalı paleotologlar, kafatasının önemini sorgulamaya başladılar. Ama hiç kimse kafatasının sahte olduğunu iddea etmedi. Dawson 1915'te yeni kemikler bulduğunu müjdeledi, ama 1916'da oğlundan kaptığı bir hastalık yüzünden vefat edince yeni bulgularla ilgili çok fazla bir gelişme kaydedilmedi.

Sahtekar Bulunamadı

Bu arada, Franz Weidernreich gibi bilimadamları kafatasının hileli bir şekilde bir araya getirildiğini ilan ettiler. Ama 1949'a kadar bu muamma çözülemedi. Sorunun cevabı, daha sonra yine British Museum'dan geldi. Kenneth Oakley'nin araştırmalarından çıkan sonuç, çenenin 50 bin yıl önce yaşamış bir maymuna ait olduğu idi.

Kafatası ise, modern bir adama aitti, ama üzerine bazı kimyasal maddeler sürülmüştü. Kısacası, birileri bir maymuna ve insana ait kemikleri birleştirip "20. yüzyılın en önemli antropolojik bulgusu" olarak öne sürmüştü. Hileyi kimin yaptığı bugün hala bilinmiyor. Piltdown kafatası ise yine British Museum'da bulunuyor ve uzun yıllar gururla sergilendikten sonra 1950'lerden bu yana bir kutuda saklanıyor.

Kaynak: Pelin Batu (HaberTürk Tarih - Sayı:21 - 17.Ekim.2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder