29 Mayıs 2011 Pazar

Osmanlı'da Saray Hayatı - 3

KADINI ZAMAN İÇİNDE BİZ DIŞLADIK, OSMANLI ÖYLE DEĞİLDİ

- Valide Sultanlar yönetime karışıyorlar mıydı?
- Valide sultanların yönetim noktasında zaman zaman büyük katılımları olmuştur. Ondan da zaten Osmanlı tarihçileri çok tedirgindir. Çünkü elinin hamuru ile var ya o deyiş.. Niye erkek işine karışıyorsunuz der, 4. Murat'ın annesi. Hürrem Sultan gibi biraz dirayetli kadınlardan bizim tarihçiler hiç hazzetmezler. Çünkü Osmanlı tarihinde kadının ne işi var anlayışından hareket ediyorlar. Aslında kafalarımızın bir köşesinde, kadın arka planda kalsın, erkek egemen bir toplum olsun. Devlete şu şekilde müdahale etmişlerdir.. Mesela kadınlar, oğulları ile istişare etmişlerdir. Annedir sonuçta ya da eştir sonuçta.

Herhangi bir şekilde bir araya geldikleri zaman sadece hava ne kadar güzel, çiçekler de açtı falan sadece onu konuşmamışlardır herhalde. İnsan, sevdiği insanın fikrini almak ister. Erkek de kadınının fikrini almak ister. Mutlaka sorguluyor ve mutlaka bir takım telkinde bulunmuşlardır. Artık o aralarında bunun bir vesikası olmaz. Açıktan olanlarda vardır. Hürrem sultan gibi ve bazı Turan sultan gibi açıktan olanlar vardır. Ama genelde istişare noktası, istişare yoluyla olmuştur diye tahmin edebiliyoruz.

- Yani Osmanlı erkeği, kadınların fikrine önem vermişlerdir diyebiliyor muyuz?
- Fikrine önem vermek şu: Biz zaten kadını dışlayan bir kültürden gelmiyoruz. İslam öncesi Türklerde de kadın erkek birlikte hükmetmişlerdir. Erkek hükümdar öldüğü zaman, kadın hükümdar götürmüş. Osmanlı da sonuçta bu töreden, bu gelenekten geliyor. Bu kültürün kadını dışlaması mümkün değil. Kadını ait mahfiller yapmaları, camilerde cemaatle namaz kılacak yerler yapmaları bile bunu gösterir.

Bugün biz zaman içinde bunları dışladık. Teravihten dışladık, cumadan dışladık, cenazeden dışladık; şimdi yeni yeni efendim kadınlar kılabilirmiş. Niye söylemiyorsunuz kardeşim. Biz söyleyince Yavuz Bahadıroğlu da ifrat noktalara geliyor, Eh-li sünnette bunun yeri yoktur falan oluyor. Ben din alimi değilim, ehl-i sünnet anlamam çok fazla ama ben Osmanlı uygulamalarından söz ediyorum, yanlışsa onların yanlışıdır.

OSMANLI ÜLKESİNDE TEK ÖZGÜR OLMAYAN KİŞİ PADİŞAHLARDIR

- Peki padişaha eş seçimi nasıl yapılırdı?
- Padişah eşlerini valide sultanlar seçiyordu. Padişah eş seçemez. Fransız gezgin  Dr. Brive Rice,” Osmanlı ülkesinde tek özgür olmayan kişi padişahlardır. Ne savaşa karar verebilir, ne barışa karar verebilir hatta ne de kendi eşini seçebilir” dedi.  Bu çok dramatik bir olgu. Valide sultanın  münasip gördüğü bir hanım padişaha gösterilir. Padişah ondan sonra yüzde doksan kabul etmek zorundadır.

- Mesela Hürrem Sultan nasıl padişah eşi oldu?
- O da cariye, saraya geldi ve sarayda eğitildi. Asıl adı Ruhsana  dır. Ama hiç bir akrabalık, hiçbir şey gözetmemiş. Hatta valide sultan o ülke ile savaş haline geliyor. Osmanlının kazanması için dua ediyor. Bu kadar değişmişler. Şu yargılanabilir yadırganabilir. Küçük çocukları alıyorsunuz Müslüman yapıyorsunuz falan. Peki bunlar hallerinden memnun. Padişah kadını ya da anası oluyor. Ya da bir devşirme çocuk alıyorsunuz.
Müslüman çocuk yapıyorsunuz. Sonra kendi ırkına karşı savaşa gönderiyorsunuz. Ama anneler çocuklarını vermekte yarışıyor. Niye? Osmanlı'ya Sadrazam olabilir diye. Sen ABD'ye başkan olacaksın deseler, bir şekilde göndermez misin? Niye şimdi millet ABD'ye gitmeye can atıyor. Green Card  almak için can atıyor. Üstelik, bulaşıkçılık yapmak için. Osmanlı, dönemin yıldızı. Osmanlı devleti denildiği zaman en üst düzeydeki bir devlet ve millet hatırlanıyor ve orayla bütünleşmeye can atıyorlardı.

OSMANLI DEVLETİ BİR VESİKA DEVLETİDİR

- Osmanlı padişahlarının alkol kullanıp kullanmadığı da çok konuşuluyor. Padişahlar alemci miydi?
- Ben televizyondan meydan okumuştum. Osmanlı devleti bir vesika devletidir. Arşiv devletidir, atılan her adımın, alınan her nevalenin meyvenin vesairenin mutlaka bir yerde kaydı kuydu vardır. Mesela saraya giren bütün sebzelerin dökümü vardır. Hangi gün hangi hafta ne sebeple, ne sebze alınmıştır.
Burada şarabı bana kimse gösterebilir mi? gösterilirlerse ben teslim olacağım. Osmanlı padişahları Allah'ın kanunlarını uygulamaları açısından, sorumlu olduklarından Allahın yeryüzündeki vekilleridir. Bu adam akşam kimseye gözükmeden saraydan çıkıyor.

Gidiyor Dimitris’in meyhanesinden bir şişe rakı alıyor da saraya mı dönüyor. Hayır. Burada sarayın mübayaasını yapan, yiyeceği içeceği alan görevliler, gidiyorlar alışveriş yapıyorlar. Ya da o nesneler saraya geliyor. Bu gelenler arasında içkiyi kimse gösterebilir mi? Sultan 4. Murat zamanında, Yıldırım Beyazıd zamanında, 2.Abdülhamit zamanında, Vahdettin zamanında yoktur.

Ne zaman alınmıştır. Sultan 2. Abdülhamit zamanında Alman imparatoru Vilhelm karısı ile ziyarete geldiğinde. Onun için iki şişe adını hatırlamıyorum şimdi şampanya diyelim aldırılmıştır. Onun kaydı var. Çünkü içer. İçerse onu ben men etmem. Beni ilgilendirmez ona alınmıştır.

- Misafirine ikram olsun diye alınmış…
- Evet.

- Kendisi kullanmış mı peki?
- Hayır, hayır misafirine ikram olsun diye almış. İsterlerse ikram edilecek diye çünkü içerler. Ona ikram edilmek için alınan içkinin kaydı var da kendi içtiği içkinin niye kaydı yok acaba. Çünkü böyle bir şey yok. Yani kendisine din-i mübin-i yaymak için feda etmek üzere yetiştirilen bu insanlardan, din-i mübin-e alenen haram olan bir haramı işlemeye isnat etmek, bunlara gard etmektir. tarihe de gard etmektir.

UHREVİ HESABI OLMAYAN TARİHÇİLERDEN BU MİLLET ÇOK ÇEKTİ

- Maalesef her şey ne kadar yanlış anlatılıyor…
- 4. Murat hakkında, İran casuslarının verdiği bir rapor var biliyorsunuz. O zamanlarda İran’la da aramız açıktır,zaman zaman savaşıyoruz. 4. Murat'ı yürürken, sallanırken görmüşler sarayda.Onu sarhoş diye not düşmüşler. İşin aslı bu değil elbette.

- İşin aslı nedir peki?
- 4. Murat’ta Gut hastalığı var. Zaten 29 yaşında ölüyor. Gut hastalığı, mafsal hastalığıdır. Müthiş mafsallarda ağrı yapar. Irsi olarak bütün çocuklara geçmiş. Ve padişahların çoğunluğu bu hastalıktan ölmüşler.
Bu gut hastalığında ağrıları dindirmek için doktor tavsiyesi ile afyon yutuyor.Afyon yutunca da tabi terelelli oluyor insan,sarhoş gibi oluyor, sallanıyor mecburen. Bu haline görüp içki içtiğine hükmetmişler. O da bizim tarihçilerin diline pelesenk olmuş. Hadi onlar yabancı bir imparatordan, yabancı bir padişahtan bahsediyorlar. Siz kendi dedenizden bahsederken biraz daha tedbirli ve temkinli olmak zorunda değil misiniz?
Biraz daha doğru yaklaşmak zorun değil misiniz. Uhrevi hesabı ve endişesi olmayan tarihçilerden bu millet çok çekti. Tarihçi eline kalemi aldığı zaman bahsedeceğimiz insanla ahirette yüzleşeceğim duygusunu terk etmemek zorundadır ki doğruları yazabilsin. 

 Kaynak: Haber 7

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder