26 Şubat 2011 Cumartesi

İstanbul’daki Zindandan Kaşıkla Firar Ettiler!


Hapisten kaçmak isteyen mahkum tünel kazar, parmaklıkları eğeyle keser ama firar etmek için hiç çorba kaşığı kullanılır mı?

“Olmaz, imkansız!” demeyin, çünkü olmuş… Nasıl olduğunu da, Osmanlı Devleti’nin “vak’anüvis”i, yani resmi devlet tarihçisi Ahmet Lütfi Efendi yazıyor… İşte, onun kaleminden 1871’de yaşanan bu “kaşıklı firar”ın kısa öyküsü:

“İstanbul hapishanelerindeki mahbusların yemek kaşıklarıyla zindan duvarının temelini açıp bir hayli  de kazmış oldukları haber alındı ve işin derhal üzerine gidilmesi emredildi. Kaşılar besbelli demir olmalıydı ki, kazma gibi kullanılmışlardı. Kaşık ile duvar kazmak, iğne ile kuyu kazmaktan tabii ki daha kolaydı ve soruşturma sonunda ihbarın doğru olduğu anlaşıldı. Bu tarihten sonra, hapishanelerde madeni kaşık kullanılması yasak edildi ve mahkumlara tahta kaşıklar dağıtıldı.”

Bir başka garip firar olayını da, Şemdanizade Fındıklılı Süleyman Efendi yazıyor:

“Papazın biri, Tersane Zindanı’nda yatan bir Rum delikanlıyı ziyaret için gidip geliyordu. Günün birinde sekiz Rum genciyle beraber geldi, mahkuma kadın elbiseleri giydirip kaçırdı ve muhafızların hiçbiri firarı fark edemedi. Papaz yakalanıp itiraf ettirildi. Ama kaçağın yerini söylemediği için zindanın önünde asıldı.”

Kaynak: HaberTürk Tarih (Mehmet Güntekin – Sayı: 38 – 13.02.2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder