27 Aralık 2012 Perşembe

Batılı Seyyahların Tasvirlerinde Osmanlı Kadını - 2

 
 
"Yabancıları ağırlamada Türk hanımlarının üzerine yoktur. Avrupalı hanımlarla sohbet etmekten büyük zevk alırlar, bu hanımlar da zaten aynı şeye heveslidir. Türk hanımları bu sohbeti öyle açıkyüreklilik ve ustalıkla götürürler ki, karşılarındaki yabancıda hiçbir eğretilik duygusu kalmaz. Daha beş dakika geçmeden, neleri varsa sizin emrinize amade kılarlar. Birlikte yemekte oldukları meyveden veya elleriyle yaptıkları kokulu şerbetlerden sunarlar size. Onların ahbabları arasına girmek için yalnızca neşeli olmanız, zararsız meraklarını dindirmeniz, elinizden geldiği kadar da medeni tavırlarına ve nezaketlerine karşılık vermeniz yeterlidir.
 
Avrupa'da çok sık karşılaşabileceğiniz o insanda konuşmaya heves bırakmayan kayıtsızlığın yada tepeden bakan soruşturucu tavrın Türk hanımefendilerinde olabileceğinden korkmanıza hiç gerek yoktur. Onlarda tam tersine insana hoşnutluk veren, yürekten gelen bir medenilik vardır. Bu memleketin bütün insanlarında görebileceğiniz sezgisel nezaketlerinden doğar bu halleri; duygularındaki samimiyet, içten bir yaratılışa sahip olmaları, hayatın inceliklerini daha bir cazibeli kılar. Bu kısa da olsa eğlenceli sohbet anlarında gönlünüz kadar gözünüz de şenlenir. Doğulu kadının zarif görüntüsü halihazırdaki kibarlığını daha da çekici kılar. Kendinden eminliği tavırlarındaki asalet, onun bu durumunu boş özenti ve yapmacık soğukluğun kat kat üstüne çıkarır, aa aynı zamanda size nezaketini sunarken ne kadar istekli ve çabuk davranmışsa, küstahlığa karşı da o kadar hoşnutsuz olabileceğini belli eder."
 
Miss Julia Pardoe
 
Kaynak: Pardoe, Vol III, 85-6

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder