27 Aralık 2012 Perşembe

Batılı Seyyahların Tasvirlerinde Osmanlı Kadını - 1



"Türk kadını, Avrupalı kadınların zihnini bir karabasan gibi kaplamış moda köleliğinden uzaktır. Türkiye'de aynı kumaştan yapılma, aynı tarz giyim ve aynı türden başörtüsü kullanılır. İnsanların adet ve törelerine böyle bağlı olması şaşırtıcı bulunmamalıdır, çünkü imparatorluğun diğer şehirlerinde sürekli yeni şeyler üretip insanları kararsız bırakmayı iş edinen moda erbabı İstanbul'da bulunmaz.
 
... Müslüman kadınlar yaşlanma alametlerini yada fazla kilolarını saklamak gibi faydasız çözümlere de başvurmaz. Rujla hiç tanışmamışlardır. Ama tırnaklarının yarısını kınayla boyarlar. Kaşlarına daha çok da kirpiklerine sürme sürerler.
 
Suni saç arçasını kullanan Müslüman kadın hemen hiç bulunmaz. Bir Avrupalının makyajını tamamlayan parçalar arasında yer alan takma bukle, fondöten ve krem, Türklere yabancı maddelerdir. Saçın normal şekli değiştirilmez. Saç ya uzun örgüler halinde omuzlardan sarkar yada müslün bir bezle toplanır, baş sarılır. Elli, altmış hatta seksen tane örgüsü olan hanımlar vardır. Örgüler genellikle çiçeklerle yada değerli taşlarla süslenir.
 
Kadınların hemen hepsi sadece kişisel güzellikleri için değil günlük kullandıkları malzemelerde  de işlemeli süslemeye büyük önem verir. Mendillerden havlulara, peçetelerden kemerlere kadar herşey süslü, işlemelidir. Erkek giyimlerinde bile gümüş ve altın işlemeler kullanılır. Kadınların çoğu maharetle işlenmiş ipek bluzlar giyirler. "
 
D'Ohsson
 
Kaynak: 18. Yüzyıl Türkiye'sinde Örf ve Adetler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder