9 Mart 2013 Cumartesi

Gül Esin (Türkiye'nin İlk Kadın Muhtarı)

 
 
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı, ilk defa belediye seçimleriyle ilgili olarak 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı Kanun'la verilmiştir. Daha sonra çıkarılan 26 Ekim 1933 tarih ve 2349 sayılı Kanun'la da kadınlarımız köy ihtiyar heyetlerine ve muhtarlığa seçilme hakkını elde etmişlerdir.

Bu Kanun çerçevesinde ilk muhtarlık seçimi bundan tam yetmiş beş yıl önce bugün yani 12 Kasım 1933 tarihinde Aydın ilimizin o zaman Çine ilçesine bağlı olan, bugün ise Karpuzlu ilçe merkezi olarak bilinen Demircidere köyünde yapılmış ve seçimlerin galibi Gül veya Gülkız Ürbül Hanım olmuştur.

İlk eşini ve 6 erkek kardeşinden 5'ini Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sürecinde kaybeden Gül Hanım, Türkiye'nin ilk muhtarı seçildiğinde otuz iki yaşındadır ve bu görevi üstlenmek için gerekli olan okuma yazma şartını haiz bulunmaktadır.

1933 yılında ülke çapında okuma yazma nispeti yüzde 10'dan düşük, kadınlarımız arasında ise bunun çok daha altındadır. Ama Gül Hanım İstanbul'un Fatih veya Nişantaşı semtinde değil, Aydın'ın bugün bile sapa bir yöresi olan o günkü Demircidere köyünde, çok sınırlı imkânlarına rağmen okuyup yazmanın üstesinden gelebilmiş ender kadınlarımızdan biridir, yani Gül Hanım, bu mümtaz ve aziz milletin 7'si erkek 8 aday arasından tarihimizin ilk kadın muhtarı seçilmeyi ve görevine seçimle gelen ilk kamu yetkilisi olmayı başarabilmiş istisnai evlatlarından birisidir.

Seçimlerden sonra basına bir beyanat veren zamanın Çine Kaymakamı Mehmet Ali Bey "İlçemiz yeni Kanun'un uygulanması konusundaki öncülüğünden dolayı bahtiyarlık hissetmektedir. Halkımız cumhuriyetin yeniliklerini severek benimsemekte ve 'Türk kadınına benliğini tanıtan ve medeni haklarını veren cumhuriyettir.' gerçeği bu gibi yeni tezahürlerle kuvvet bulmaktadır." diyerek önemli bir gerçeği dile getirmektedir.

Kadınımıza gurur veren o günlerde, 11 Aralık 1933’te Halkevi Gazetesi’nde çıkan haber ‘Büyük inkılabın il kadın muhtarı, vazifen kutlu ve mutlu olsun’ manşetiyle verilmiştir.

Yine o günlerde, Türkiye'nin tek siyasi partisi konumundaki Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri -ve daha sonra da Başbakan- olan Recep Peker de Gül Hanım'a çektiği telgrafta "Türkiye'nin ilk kadın muhtarı olmak büyük bir şereftir. Kutlu olsun. Sizin ve aynı vazifeleri alacak bütün kız kardeşlerimizin Türk kadınının üstünlüğü hakkındaki davamıza hak kazandıracak örnekler vereceklerine şüphe yoktur." demektedir.

Bu ifadeler aslında insanlık tarihinin büyük siması, istisnai insan Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözlerinden ilham almaktadır: "Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?" Cumhuriyetin inançlı ve sadık evlatları olarak bu davaya ve felsefeye daima sahip çıkmak hepimizin görevi olmalıdır.

Gül Hanım, görevde kaldığı iki yıl boyunca sadece göstermelik bir muhtar olarak kalmamıştır. Köyünün sosyal ve ekonomik yaşantısına katkıda bulunmak amacıyla Karpuzlu-Çine arasına taş döşemeli yol ve bir köprü inşa edilmesine önayak olmuştur. Köye ait hizmetlerin belli bir mekânda kararlaştırılıp yürütülebilmesi için kooperatif tipi bir oluşumla kaynak yaratıp bir köy odası yaptırmıştır. Belli bir yaşın altındaki gençlerin kahvelere girmesini yasaklayıp avcılık, binicilik ve diğer spor dallarında faaliyet göstermek üzere bir gençler derneği kurdurmuştur. Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da büyük başarı elde etmişti.

Kaynak:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 3. Yasama Yılı
16. Birleşim 12/Kasım /2008 Çarşamba tutanaklarındaki Dönemin Aydın milletvekili ERTUĞRUL KUMCUOĞLU'nın konuşmasından alıntır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder