25 Eylül 2011 Pazar

Şah İsmail'in Yavuz Sultan'dan Son İsteği


 
 
Yavuz Sultan Selim hiç kimsenin beklemediği bir şekilde Memluk devletine son vermişti. Çünkü Memluk Devleti yıkılmaz, yenilmez bir devlet olarak görülüyordu. En önemli başarıları o güne kadar kimsenin yapamadığını yapıp Moğolları 1260’da Ayn-ı Calut savaşında durdurmuşlardı. Ayrıca onları koruyan Sina çölünü geçmek büyük cesaret ve güç isteyen bir işti. Yavuz Sultan yenilmez denilen Memluk Devletini yendi, aşılmaz denilen çölü aştı.

İki yüz elli yıllık koskoca Memluk Devletinin bir anda tarih sahnesinden silinmesi Şah İsmail’i büyük endişeye sevk etti. Çaldıran savaşında kendisi Osmanlı’nın gücünü Memluk devletinden önce test etmişti. Yavuz Sultan Selim’in kendi üzerine geleceğini tahmin ediyor ve bu durumdan kurtulmanın yollarını arıyordu. Esasen Şah İsmail bu düşüncesinde haklı idi. Mısır işini halleden Yavuz Sultan Selim doğuda artık sorun bırakmak istemiyordu. Hatta Çaldıran savaşından sonra Şah İsmail’in barış tekliflerini bu yüzden reddetmişti. Şah İsmail Yavuz Sultan Selim Mısır seferinden dönerken Şam’a elçilerini ve hediyelerini gönderdi. Gönderdiği mektupta adeta yalvarıyordu. Kısaca Mektubunda :

-‘’Sen birçok belde ve tebaya malik oldun; bilhassa Mısır’ı almakla Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn ünvanını aldın. Şimdi sen arzın İskender’isin ; aramızda geçen geçmiştir ;bir daha avdet etmez ; sen memleketine git, ben de memleketime gideyim ; aramızda Müslümanların kanlarını dökmeyelim, arzun ve maksadın ne ise onu ben yerine getiririm.’’(1) diyordu.
...

Yavuz Sultan Selim Şah İsmail’in sözlerine güvenmedi. Fakat asker yorgun olduğu için o tarafa yönelmedi ama tedbiri de elden bırakmadı. Vezir-i azam Piri Mehmet Paşa’yı hem gözdağı vermek hem de kontrol için sınır bölgesine yolladı. Piri Mehmet Paşa Fırat boylarında bir süre kaldı birkaç kale aldı fakat Şah İsmail hiç ortalarda görülmedi. Bunun üzerine veziriazam aldığı emir doğrultusunda ordusu ile birlikte İstanbul’a doğru yola çıktı ve Edirne’de padişah’ın yanına ulaştı.

Kaynak: İsmail Çal-Dünya Bülteni
(1)Osmanlı Tarihi (Ord.Prof. İ.H.Uzunçarşılı, cilt II, sahife 296)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder